Yeşilay, 1920’de İngiliz işgal güçlerinin İstanbul Limanı’na gemilerle getirdiği binlerce kasa alkollü içkiyi gençlerimize bedava dağıtıp onları zehirlemesine, işgale karşı direnişi kırarak özgürlüklerini ve onurlarını ellerinden almak istemelerine karşı alkollü içkilerle mücadele amacıyla dönemin Şeyhülislam’ı İbrahim Haydarizade’nin himayesinde Dr. Mazhar Osman Uzman ve arkadaşları tarafından Padişahın izniyle 5 Mart 1920’de İstanbul’da "Hilal-i Ahdar" adıyla kurulmuştur. Yeşilay’ın kurulduğu 1 - 7 Mart tarihleri ülkemizde Yeşilay haftası olarak kutlanmaktadır.
Kuruluşundan günümüze bağımlılık türleri arttıkça Yeşilay’ın da tüzüğünde çalışma alanları çeşitlenmiş, alkolden sonra sigara, uyuşturucu, kumar, fuhuş, ve yakın tarihte teknoloji bağımlılığı Yeşilay’ın mücadele alanına dahil olmuştur.
Yeşilay Derneğinin kuruluş tarihini içine alan 1 - 7 Mart arası ülkemizde Yeşilay Haftası olarak kutlanmaktadır. Yeşilay Haftası önemli halk sağlığı sorunlarından biri olan ve tütün, alkol, uyuşturucu madde, teknoloji, kumar vb. bağımlılıklarla mücadeleyi içermektedir.
Yeşilay, insan onurunu ve saygınlığını temel alan, toplumu ve gençliği ayrım gözetmeden zararlı alışkanlıklardan korumak için çalışan, milli ve ahlaki değerleri gözeterek ve bilimsel metotlar kullanarak tütün, alkol, uyuşturucu madde, teknoloji, kumar vb. bağımlılıklarla mücadele eden; önleyici ve rehabilite edici halk sağlığı ve savunuculuk çalışmaları yürüten bir sivil toplum kuruluşudur.
Bağımlılık kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal hayatını olumsuz etkiler. Toplumun felaketi sayılabilecek bağımlılıkları engellemek ancak iyi bir koruyucu halk sağlığı yaklaşımıyla mümkün olur.
Bireylerin, özellikle de çocuk ve gençlerimizin, kötü alışkanlıklardan uzak durması, sağlıklı ve mutlu bir toplum oluşturmak için oldukça önemlidir. Çünkü sağlıksız nesil ve toplumların, hiçbir alanda başarılı olmaları mümkün değildir.
Bağımlılık yapan maddelerin insan vücudunda başlıca; akciğer kanseri, karaciğer kanseri, ağız, yutak ve yemek borusu kanseri, bilinç kaybı gibi etkileri olduğu kanıtlanmıştır.
Sigara, alkollü içki ve her türlü bağımlılık yapan uyuşturucu maddelerin insan sağlığına, ekonomiye aile huzuruna, milli ahlak ve savunma gücüne verdiği zararlar bugün rakamlara sığdırılamaz hale gelmiştir. Sigara ve alkol; sağlımıza zararlarının yanında, kullananların cebine ve ülke ekonomisine de büyük zararlar vermektedir.
Bilinçli ve sağlıklı bir nesil oluşturma yolunda, çocuklar ve gençlerimiz başta olmak üzere, toplumumuzdaki tüm bireylerimizin bu zararlı maddelere ulaşmasını önlemek, tüm toplumun görevidir. Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanan kişinin; kendisine, ailesine ve çevresine zarar verdiğini, el birliğiyle, önce çocuklardan başlayarak, gençlere ve toplumun tüm kesimlerine anlatmak da tüm bireylerin ortak sorumluğudur.
